image
Cihaz kullanımı Genel Bilgilendirmeler

MİKROFON SEÇİMİ hkk.

KAYNAĞA VE ORTAMA YÖNELİK UYGUN MİKROFON SEÇİMİ HKK.

Bu Makalede kısaca Röportaj, Solist, Vokal, Konuşma ve Enstrüman mikronlarının seçiminde nelere dikkat edilir konusu ele alınmıştır. Ancak Makaleyi okuduğunuzda Yaka mikrofonu, Stüdyo mikrofonu, Film/Dizi çekim mikrofonu ve Kürsü Mikrofonu gibi mikrofon seçimi konusunda bir temel fikir sahibi olacaksınız. Bu makalenin tam olarak anlaşılabilmesi için mikrofon ses yön karakteristikleri ( Pickup pattern ) ve Mikrofon kapsül çalışma prensipleri hakkında bilgili olmanız faydalı olacaktır. Bu makalede mikrofonun ses algılama yönü karakteristiği kısaca mikrofonun “yön karakteristiği” olarak ifade edilecektir.

Mikrofon Seçiminde dikkate edilecek özelliklerin belirlenmesi için ses kaynağının tanımlanması ve belirlenmesi öncelikli olarak seçimimizi yönlendirici unsurdur. Ancak ses kaynağının bulunduğu ortam da (çevresi) bir o kadar mikrofon seçiminde etkilidir, belirleyicidir.

Bir mikrofonun genellikle tek bir kullanım alanı yoktur, bir çok ses kaynağının algılanmasında (farklı farklı mekanlarda, amaca bağlı olarak çekim yapılmasında) kullanılabilir, ancak tüm ses kaynaklarında veya ortamlarda verimli olması da mümkün değildir. Dolayısı ile ses kaynağının ve tabii ki ortamın belirlenmesi seçim için en önemli ön koşuldur.

Ses kaynağının kendi karakteristiği ve bulunduğu ortam (her ikisi) bir bütün olarak ele alınmalı ve bu doğrultuda amaca göre değerlendirme yapılmalıdır.

Örneğin yansımasız, akustik olarak ölü (reverbasyon ölüm süresi çok kısa) olan bir mekandaki bir enstrüman, akustik olarak canlı (reverbasyon süresi uzun) olan bir mekanda olduğundan çok farlı bir akustik atmosfere/algılamaya sebebiyet verir, oysaki enstrüman aynıdır. Sesin yansıma oranı (echo) ve sesin sönüm süreleri farklılığı sebebi ile (ki mekanın haçmi ve duvarlarının yapısı ile doğrudan ilişkilidir) algılanan seste (hem insan kulağı hem de mikrofon için) farklılıklar oluşur. Bu farklılıklar yapılan kaydın ortamının, atmosferinin parmak izidir, ses kaynağının ve kaydın yapıldığı ortamın akustik özelliklerinin bileşke bir sonucudur.

Kullanım amaçlarına göre mikrofonları kesin bir sınıflamaya sokmak ve sıralamak aslında pek mümkün değildir. Bu konu tamamen ses teknisyeninin bilgisine, deneyimine ve tecrübesine kalmıştır. Anlaşıldığı üzere kayıt ortamının, hedeflenen ses kaynağın türü ve amacı mikrofon şeçiminde öncelikli belirleyiciliği ağırdır !  Yerine ve amacına göre Onmi veya Kardioid mikrofon kullanımı söz konusudur, herbirinin kendine göre avantaj ve dezavantajları vardır, biri diğerinden üstün değildir.

RÖPORTAJ MİKROFONLARI : ( Interview Microphone )

Röportaj amacı ile kullanmanız gereken mikrofonu Küresel ( Onmi ) bir yön karakteristiğinde seçerseniz mikrofonu konuşmacının ağzına (ses kaynağına) doğru tutmanız fazla önemli olmayacaktır, mikrofonu kullanana kolaylık getirecektir, ancak eğer röportajı yaptığınız mekan/ortam gürültü ise (kalabalık bir cadde, AVM, Hava alanı, Stadyum gibi) tüm çevre sesleri (atmosfer/ortam sesi) mikrofon tarafından fazlaca algılanacağından kayda girecektir ve olumsuz bir etkide bulunabilecektir. Muhtemel anonslar, Çevrede konuşan diğer insanların sesleri veya caddeden geçen araçların gürültüleri gibi konuşmacının sesini bastıracak sesler olumsuz etkide bulunacaktır. Mikrofonun yön karakteristiğinin küresel olması, sesin sadece kayıt ortamına gitmesi sebebi ile akustik geri-beslemeye (çınlama olarak algılanan ve Feedback olarak bilinen fenomen) sebebiyet vermeyecektir ve bu doğrultuda hedef amacımız için mikrofonun küresel yön karakteristiğinde olması sorun oluşturmaz. ANCAK iç seslendirmenin olduğu durumlarda durumu tekrar değerlendirmek gerekecektir.

Reportaj mekanımız fazla kalabalık değilse küresel yön karakteristik li OMNİ bir mikrofon seçimi tam olarak yerinde bir seçim olacaktır, röportaj sonrası mikrofonu konuşmacının ve sunucunun tam ağzına doğru tutmamanın olumsuz bir etkisi olmayacağından röportajı yapan kişi asıl işine daha rahat konsantre olacaktır. Reportaj esnasında yapılan bir mikrofon tutma hatası sesin  ve tekrarı olanaksız bir anın kaybına (zaman ve emekten öte bir kayıp !) fazlaca ciddi bir sebebiyet vermeyecektir, bir maç galibiyeti sonrası o heyacanlı anlarda sporcu ile yapılan o reportaj anının kaydını mikrofon tutma hatasına kurban etme riskiniz çok düşük olacaktır.

Mekanın kalabalık ve gürültülü olması durumunda Kardioid (gereğinde Süper kardioid) yön karakteristiğine sahip bir mikrofonun (Uni-Directional) kullanımı kaçınılmazdır. Bu tür mikrofonların kullanımı ile çevre gürültüsünün kayda girmesi ve olumsuz etkide bulunması engellenebilir, lakin dikkatli ve doğru kullanım şarttır !  Mikrofonun kesinlikle konuşmacının ağzına doğru bakması şarttır, kullanıcının (röportajı yapan kişinin) dikkatini ve tecrübesini, hatta Kameramanın sürekli olarak yapılan ses kaydını bir monitör kulaklık ile denetimini gerekli kılmaktadır. Özetle Kardioid / süper-Kardioid mikrofonun reportaj amaçlı kullanımı itina, deneyim ve tecrübe getirmektedir. Ancak istenmeyen çevre sesleri olan ortamlarda başarılı bir ses kaydının alınması için kardioid yön karakteristikli bir mikrofonun kullanımı kaçınılmazdır.

Yaka mikrofonu için NOT:

Reportaj için (Monolog/Belgesel ve Dökümantasyon amaçlı ) Yaka mikrofonu kullanımında Uni-Directional karakteristikte (Kardioid, Süper Kardioid) bir model kullanılırsa yaka mikrofonunu takan konuşmacının kafa hareketlerinden kaçınması elzemdir, konuşmacı kafasnıı çevirmek istediğinde üst bedeni ile dönmelidir, aksi durumda ses şiddetinde dalgalanmalara sebebiyet vercektir !

Eğer kardioid mikrofonun (el tipi) doğru tutulmasına/yönlendirilmesine  önem verilmez ve dikkat edilmez ise ses seviyesinde (şiddetinde) dikkate değer farklılıklar oluşabilir, özelliklede ses düşüşleri ( Audio-dropout ) yani ses seviyesinin aşırı düştüğü anların oluşumu ses kaydını zora sokabilir ve sonuç olarak röportaj değerlendirilemeyebilir, zamana ve harcanan emeğe yazık olur. Bu sebeple kayıt anında ses teknisyeninin veya Kameramanın kaydı canlı canlı kulaklık ile monitörlemesi (özellikle Kardioid ve Süper Kardioid kullanımında ) çok önemlidir. ( Bir maç galibiyeti sonrası sporcu ile yapılan o reportaj anını tekrar aynı heyecan ve atmosferde tekrar çekmeniz mümkün değil ! )

Özel Röportaj mikrofonlarının kapsül ağzı/kafesi ile tutamakları arasındaki mesafe yani gövde boyları ( Long handled microphone ) genel olarak uzundur, burada amaç küçük el ve kol hareketleri ile hızlıca mikrofona yön verebilmek ve kullanıcıya (Muharire) kolaylık sağlamaktır. Ayrıca röportaj mikrofonlarının sürekli elde tutulacağı öngörüsü ile gövde gürültüleri (Handling Noise) minimuma indirilmiştir.

Sennheiser MD 46 ve MD 42 modelleri röportaj mikrofonları için güzel örneklerdir.

Ancak üst satırlarda verilen bilgiler doğrultusunda dikkatli bir kullanım ile bilindik ve güvenilir her marka/model Küresel yön karakteristiğine veya gereğinde kardioid (geniş açılı) yön karakteristiğe sahip her el tipi mikrofonu (bilindik ve güvenilir marka) röportaj için kullanabilirsiniz, örneğin (Sennheiser e835 veya MMD 835) bu durumda röportaj mikrofonunuzun yapısal tek eksiği mikrofon boyu olacaktır.

Not: Rüzgarlı ortamlarda çekim yapmak için Kardioid türevli yön karakteristiğine sahip mikrofonlar uygun değildir ! Aksine Küresel yön karakteristikli mikrofonlar Rüzgarlı ortamlarda reportaj yapmak için daha uygundur ! Bu sebep ile özel reportaj mikrofonları genellikle Omni-Küresel veya çok geniş açılı karakteristikte mikrofonlardır.

Röportaj mikrofonunun Dinamik veya Kondanser kapsüllü olmasının fazla bir önemi yoktur, yeter ki kayıt cihazınıza uygun olsun, örneğin Kondanser mikrofon kullanımı için kameranız da Phantom 48 Volt ( P48 ) besleme olanağı olması gibi. Kondanser mikrofonların genellikle kazançlarının yüksek olduğu konusu dikkate alınmalıdır. Ancak diğer taraftan kondanser mikrofonların gövde gürültüleri (Handling Noise) dinamik mikrofonlara göre çok daha azdır.

Güncel uygulamalarda bilinçli olarak Süper Kardioid ve Kondanser bir mikrofonu rüzgar sız ancak çok gürültülü bir ortamda (örneğin MKH 416 modelini) röportaj amaçlı olarak başarılı bir şekilde kullanabilen bilinçli ve tecrübeli muhabirleri görmek mümkündür.

Kısa özet: Röportaj mikrofonları genelde küresel (Omni ) yön karakteristikli ve uzun boylu olurlar,  ancak çok gürültülü ortamlarda  dikkatli bir kullanım yapıldığında Kardioid mikrofonlarda kullanılabilir.

 

KÜRSÜ VE KONFERANS MİKROFONLARI :

Kursu mikrofonlarının kullanımında genelde amaç konuşmacının sesinin seslendirme sistemi ile (Hoparlörler) mevcut mekana/ortama (Konferans salonu veya bir açık alana) iletilmesi amaçlanmakta olduğunda genel karşılaşılan sorun ses geri beslemesidir yani çınlama olarak algılanan ve Feedback olarak bilinen fenomendir. Bu doğrultuda mikrofonun Hoparlörden gelen sesi alması istenmez. Dolayısı ile dar açılı (Uni direksiyonel) Kardioid veya Süper kardioid yön karakteristikli mikrofonlar tercih edilir.

Ancak bu durum (Uni direksiyonel yön karakterisitikli mikrofon kullanımı) beraberinde konuşmacını daima mikrofona doğru konuşmasını şart koşar, buda konuşmacının tecrübesini ve dikkatini gerektirir, konuşmasına konsantre olmaktan çok kendi sesi ile ilgilenir, ses şiddetinde dalgalanmalara sebebiyet verir. Bu durumun minimuma indirilmesi amacı ile genelde en az iki (2) mikrofonun kullanımını ön görülür. Bu olumsuz etkiyi gidermenin en alışıla geldik ve pratik çözümü kürsüde Mikrofonun birini kürsünün sağına diğeri soluna yerleştirmektir.

Eğer mekan akustik olarak canlı (reverbasyon süresi uzun, sesi yansıtan) bir ortamsa kardioid hatta daha çok Süper kardioid mikrofon kullanımı kaçınılmazdır. Aksi durumda Hoparlörden gelen sesler mekan duvarlarından yansıyarak tekrar güçlü bir şekilde mikrofona ulaşır ve mikrofon tarafınca algılanarak akustik geri beslemeye (çınlamaya) sebebiyet verir.

Kürsülerde dinamik kapsüllü mikrofonların gövde gürültüsü kondanser mikrofonlara nazaran çok fazla olduğundan gövde gürültüleri (Handlig Noise) daha az olan Kondanser mikrofon kullanımını tercih edilir, aksi durumda kürsuye gelen mekanik darbeler (konuşmacının kürsü ile teması sonucu oluşan) mikrofon tarafından algılanarak ses sistemine iletilir ve istenmeyen gürültülere sebebiyet verir. ( Önlem olarak elastik süspansiyonlu tutucular ve montaj elemaları kullanılabilir, örneğin Sennheiser MZS 31 )

Kondanser mikrofonun diğer bir avantajı da genel olarak dinamik mikrofonlara nazaran çok daha hassas olmalarıdır, dolayısı ile konuşmacının ağzının dibine kadar yaklaştırılmaları gerekmemektedir, bu durum ayrıca estetik açıdan (kondanser kapsüllerinin dinamik mikrofonlara nazaran daha küçük olmaları sebebi ile) konuşmacının yüzünü kapatmakta ve görsel aurası açık kalmaktadır.

Kürsü ve konferans mikrofonlarında konuşmacıların önüne konulacak mikrofonun olabildiğince konuşmacının ağzına (ses kaynağına) yakın yerleştirilmeleri/konumlandırılmaları (yukarıda bahsettiğimiz sebepler) önem teşkil etmektedir. Bu amaçla kuğu boğazı olarak bilinen uzun ve mikrofon kapsülünün bakış açınının ayarlanmasına olanak verebilen sipiral (yönlendirilebilir boyunlu) mikrofonlar tercih edilmelidir.

Ancak standart el tipi mikrofonların kullanımına ilave stand ve Sipiral uzatma kolları ve elastik süspansiyon elemanları kullanılarak (örneğin Sennheiser MZS 31 ) pek tabii ki mümkündür, bu gibi durumlarda Kondanser kapdüllü bir mikrofonun gövde gürültüsünün az olmasından dolayı Konder mikrofonlar tercih edilmesi önemlidir.

Not: Burda konumuz ile alakalı bir durum olduğunda kullanılacak hoparlörlerin yön karakteristiklerinden (Ses yayılım açıları) bahsetmek elzem durumdadır. Mikrofonlarda olduğu gibi hoparlörlerinde sesi yayılım açısı özellikleri önem teşkil etmektedir. Eğer çok geniş açılı bir ses yayılımına sahip hoparlörler kullanılırsa akustik ses geri-besleme ( Feedback ) probleminin yaşanması kaçınılmazdır, dolayısı ile dar yayılım açısına sahip Hoparlörlerin kullanımı elzemdir ! Hoparlörler kürsünün ilerisinde, kürsüyü (hoparlör ses yayılım açısı doğrultusunda) görmeyecek bir konumda yerleştirilmelidir.

Kısa özet: Kürsü ve Konuşmacı mikrofonları genelde Süper Kardioid ( Kardioid ) yön karakteristikli ve çok uzun boylu ( kuğu boğazı tipi ) Kondanser mikrofonlar.

 

 

SOLIST VE VOKAL MİKROFONLARI :

Öncelikle konunun anlaşılması (yanlış-anlaşılmaması !) açısından, Solist ve Vocalist arasındaki farka/tanımlamaya fazla zaman ve yer ayırmak istemiyorum,

bu makalede

Solist dendiğinde 1 Sanatçıdan ve

Volkal denince en az 2 sanatçıdan (genellikle 3-4 kişi = Koro ?)

bahsedildiği konusunun vurgulamak isterim !

 

Solist ve Vokal terimleri için piyasada farklı tanımlamalar mevcut!

 

Solist mikrofonlarının Süper kardioid, Vokal mikrofonlarının kardioid yön karakteristik li olmaları genel kabuldür ancak şart değildir ! Solist veya Vokal olsun her ikisinde ortak amaç Sanatçının -ların sesinin algılanmasıdır. Her iki durumda da ister kardioid, ister Süper kardioid yön karakteristik sahip mikrofonlar kullanılabilir.

SOLIST MİKROFONLARI sahne ses monitör hoparlörleri sebebi ile genel tercih Süper kardioid yön karakteristikli mikrofonlardır. Aksi durumda (kardioid yön karakteristikli mikrofon kullanılırsa) sahne ses monitörlerinden gelen sesin sanatçının mikrofonuna girme riski ve sonucunda akustik geri besleme (ötme,çınlama) oluşumu muhtemeldir ve ses basıncı seviyesinin düşük tutulmasını sonucu doğuracaktır, pek tabiiki uygun bir monitör hoparlör, genel mekan hoparlörü yerleşimi ve seçimi ile kardioid yön karakteristikli mikrofonda kullanılabilir. Bu konu ses teknisyeninden bilgi, tecrübe ve becerisi gerektirir, mekanın/ortamın akustiğinin de dikkate alınması tabii ki en önemli etkenlerdendir.

Solist mikrofonlarından beklenen en önemli özellik mikrofonun azami olarak (Distorsiyona girmeden) dayanabildiği ses basıncı seviyesinin yüksek olması ve aynı zamanda az miktarda proximity etkileşimidir (mikrofona yaklaşınca bass ve alçak frakanların kazancında etkin artış!). Sanatçı performansını icra ederken gereğinde çok yükses ses ile icraya çalışır ve bu esnada mikrofona azami bir ses basıncı uygular, bu basınç zamanla 145 dB ve üzerine çıkabilir, dolayısı ile proximity etkisi azami düzeyde oluşabilmektedir. Bu sebep ile Proximity etkisi düşük mikrofonları tercih etmek uygun olacaktır.

Bir diğer Solist mikrofonu beklentisi ise düşük gövde gürültüsüdür (handling noise) , Sanatçı sahnede performansı icra ederken mikrofona eli ile darbeler verebilir, gereğinde elleri ile tempo tutabilir, ayağı ile mikrofon standına çarpabilir, bunların hepsi mikrofon kapsülünce, özelliklede dinamik kapsüllerce gürültü olarak ses sistemine iletilir, doyası ile gövde gürültüsünün düşük olması önem arz etmektedir.  Neumanın KMS 105  mikrofonu üst seviye bir Solist mikrofonu olarak kullanılabilir en seçkin modeldir.

Solist mikrofonları için Kısa özet: Genelde Süper Kardioid (veya Kardioid ) yön karakteristikli, azami ses basıncı yüksek, gövde gürültüsünün ve proximity etkisi düşük olması tercihtir.

Not: Solistin tecrübesi ve bilgisi (alışkanlıkları, tutuş şekli, ses rengi… ) solist mikrofonunun seçiminde önemli unsurlardır !

VOKAL MİKROFONLARI

Sahne ses monitör hoparlörleri sebebi ile genel tercih kardioid veya Süper kardioid yön karakteristikli mikrofonlardır. Eğer ürün parkınız izin veriyor ise olanaklar dahilinde Süper kardioid tercih edilebilir. Bu durumda her bir Vokal (Koro elemanı ) sanatçısına tek tek mikrofon vermek mümkündür. Ancak kalabalık vokallerde bu külfetli bir işlem olduğundan 2-3 veya daha fazla vokal sanatçısına 1 geniş açılı kardioid mikrofon atamak pratik bir çözümdür, aksi durumda her bir mikrofon 1 ses mixeri kanalı gerektirdiğinden kurulum karmaşık bir hal alabilir, ses masası gerekli kanal ihtiyacını karşılayamaz. Uygun bir monitör hoparlör, genel mekan hoparlörü yerleşimi ve seçimi ile kardioid yön karakteristikli mikrofonlar Vokal için genel kullanım şeklidir. Ancak kardioid mikrofonun vokal grubuna uygun yükseklikte ve mesafe kurulumu ses teknisyeninden bilgi, tecrübe ve becerisini gerektirir, mekanın/ortamın akustiği de dikkate alınması tabii ki en önemli etkenlerdendir. Eğer mikrofon Vokal grubuna fazla yaklaşırsa bazı vokalistler kapsam dışında kalabilir veya çok uzak yerleştirilirse vokal grubunun ses basıncı mikrofona yeterli seviyede ve dengeli gelmeyebilir, dolayısı ile mikrofon sayısı iyi belirlenmelidir.

Vokal mikrofonlarından solist mikrofonlarına nazaran (istisnalar hariç) azami bir ses barınçı ve düşük gövde gürültüsü beklentisi yoktur. (Senheiser e 935MD 431 ve e 835 gibi ) Çok kalabalık Vokaller ve Korolar için daha hassas ve Süper kardioid mikrofonlar uygun yerleşim şartı ile tercih edilebilir. Neumanın KMS 104 model mikrofonu üst seviye bir Vokal ( Solist ) mikrofonu olarak kullanılabilir en seçkin modeldir.

Sahne Monitör yerleşimi, Sanatçının tercihi, Vokal Sanatçılarının sayısı ve tabiiki ses teknisyeninin elinin altındaki makine/ürün parkı (özellikle geniş vokallerde) kullanılacak mikrofonun yön karakteristiğini belirlenmesinde yönlendirici unsurlardır.

Vokal mikrofonları için Kısa özet: Genelde Kardioid (veya Süper Kardioid) yön karakteristikli olması tercihtir.

 

Solist ve Vokal mikrofnlarına ek Bilgi:

Proximty oluşumu Akustik fiziği ile alakalı bir fenomendir ve tecrübeli sanatçılar tarafından kullanılarak performanslarına olumlu yönden katıda bulunmak amacı ile değerlendirilebilmektedir, özelliklede Enstrüman kayıtlarında daha sıcak ve tok tonlamalar alabilmek adına zaman zaman mikrofonlar neredeyse enstrümana dokunacak kadar yaklaştırılabilmektedir, genelde ses kaynağı mikrofona yaklaştıkça 200Hz ve altı frekanslarda (Bass) özelliklede Uni direksiyonal (Süper kardioid ve kardioid) yön karakteristikli mikrofonlarda görülen bir ortalama 10 dB lik bir kazanç artışıdır.

Tabii ki mikrofonun frekans aralığının da olabildiğince geniş olması istenmektedir, günümüzde artık genel olarak tüm mikrofonlar genel ses frekans aralığını rahatlıkla kapsayabilmektedir. Solist ve Vokal mikrofonlarında 4 ila 6 kHz arasında (temel ses arlığı, Presence aralığı olarak anılır) ve 6 ila 20 kHz üzerinde (Brilliance isimli harmonic aralığı olarak anılır, enstrüman harmonikleride bu aralığı kapsar ! ) markadan markaya ve modelden modele farklılıklar gösterir, ki her bir mikrofonun yapısal parmak izi durumunda ses frekans aralığı davranış karakteristikleri mevcuttur, Sanatçı ve ses teknisyeni tecrübesi ve ses beğenisi doğrultusunda uygun bir modele karar vermelidir.

 

 

STÜDYO MİKROFONLARI :

Stüdyo mikrofonu denilince ilk akla gelen kaydı yapılan (kapsül tarafınca algılanan) sesin orijinaline (gürültüsüz, bozulmasız ve katkısız)  aslına olabildiğince sadık oluşudur !  Bu durumu yakalamak ancak özel kondanser kapsüller ve bunlara özel dahili ses pre-amplipifikatörleri ile mümkündür. Bu sebebler ile özellikle Solist ve Vokal amaçlı kapsüller genellikle daha büyük memranlı ( LARGE DIAPHRAGM ) ve Pre-ampkipifikatörlerin düşük öz gürültülü  S/N oranları çok daha büyüktür. Bu Sinyal gürültü oranı genellikle VAKUM TÜPLÜ devreler ile sağlanmakla beraber, son zamanlarda yarı iletken teknolojisinin gelişimi ile TRANSİSTÖRLER (FET) ilede yakalanabilmiştir. Genelde Mikrofon hassasiyetleri yüksek olan Stüdyo mikrofonlarının vibrasyon/titreşim etkilerinden korunması için süspansiyonlu (amortisörlü) askı aparatları kullanımları tercih edilmektedir ! Aynı şekilde kayıt ortamın da akustik açıdan uygun olması mikrofonlardan en iyi verimin alınmasında önemli bir faktördür.

Geniş alan kapsüllü ve çok düşük gürültülü pre-Amplipifikatörler dışımda genel olarak teknik konular diğer mikrofonlar ile  aynıdır, daha fazla ve detaytlı bilgi için lütfen Neuman ACADEMY linkine tıklayınız.

 

Semi Profesyonel Stüdyo kayıtları için Sennheiser MK 4 ve  MK 8

Tam  Profesyonel Stüdyo kayıtları için Neumann TLM 102 veya TLM 103 önerilir.

 

ENSTRÜMAN MİKROFONLARI:

Genellikle kardioid (Vocal) ve Süper kardioid (Solist) yön karakteristikli olmakla beraber Onmi direksiyonel yön karakterisitiğine sahip mikrofonlar Enstrüman kayıtları için kullanılabilmektedir. Ancak bazı istisnai Enstrümanlar azami ses basıncı özellikleri gerektirir iken diğerleri azami bir Brilliance/harmonik aralığı kazancı gerektirebilir. Enstrüman kayıtlarında mikrofonun karakteristiğinden çok, mikrofonun enstrümana olan mesafesi, enstrüman olan nişangahı ve konumu, özetle yerleşimi çok önemlidir. Yön karakteristiğinin kıymeti tamamen iç seslendirme sisteminin varlığı (Feedback ) ve atmosfer (ortamın sese bindirdiği karakterin) sesinin kayıt altına alınma isteği ve gerekliliği ile ilgilidir. Tercihen her bir enstrümana tek tek bir mikrofonun atanması optimal durumdur, böylelikle ses masasında her bir enstrüman kanalının tonlaması ayrı ayrı istendiği (enstrümanın gerektirdiği) şekilde yapılabilir.

Muhtelif sitelerde Enstrüman frekans kapsamı grafikleri için Tıklayınız.

Enstrümanların içerdikleri temel frekans dağılımı ortalaması 40 – 15000 Hz olarak özetlenebilir ! ( 2, ve 3. harmonikler hariç ! )  Bu doğrultuda genel olarak Solist ve Vokal ( Kardioid ve Süper-Kardioid ) mikrofonların enstrüman mikrofonu olarak kullanımları olanaklıdır ve mümkündür, pratik uygulamarda bu yöndedir. ANCAK, uygun bir enstrüman sesi kaydı için mikrofonların max. SPL, kazanç, ses yön karakteristiği, Brilliance ve frekans dağılımlarını iyi yorumlayabilmek şarttır.

Muhtelif enstrüman frekans kapsam tabloları için tıklayınız.

 

ÖZEL ENSTRÜMAN MİKROFONLARI :

Tam ve kusursuz bir  ses kaydı (PROFESYONEL anlamda) tabiiki enstrümanın özelliklerine göre üretilmiş özel enstrüman mikrofonları ile yapılmalıdır. Bu mikrofonlar kullanılacakları enstrümanın çalışma prensibine (telli, üflemeli ve  membranlı (vurmalı) olmak üzere)  frekans bandı ağırlığına (harmonikler), azami ses basıncına ve hatta mikrofonun muhtemel montaj olanakları doğrultusunda üretilmiş mikrofonlar ile mümkündür.

Örneğin; Davul ve elektro-gitar için yüksek SPL, üflemeli enstrümanlar (Saksafon, Trompet)  için düşük rüzgar gürültülü, Telli enstrümanlar için ise gereğinde yüksek frekans verimi yüksek (üst harmoniklerin daha verimli algılanabilmesi için) mikrofonlar üretilmiştir. Gereğinde yukarıda kısaca saydığımız özelliklerin bazı kombinasyonlarını tek bir mikrofonda bulabilmek mümkündür !

 

Model bazlı örnek vermek gerekirse, şu şekilde bir liste yapılabilir;

Vurmalılar ( memranlılar ) için ;   e602,  e902,  e604,  e904,  e609  ve  e614/e914

Üflemeliler  ( nefesliler ) için    ;   e608,  e908,  e604,  e904

Akustik bass ( telliler ) için      ;    e614/e914  e602-II

Amplipifikatörlü Bass için       ;    e902,  e602-II

Amplipifikatörlü Gitar için       ;    e606,  e614

Destek için 0532 598 79 43 nolu telefon numarasından ( 08:00 – 20:00 arası ) yardım alabilirsiniz.

Views: 3

Share This Post

Related Post